Zayıflama

Aşırı Kilo

Kilo fazlalığı, son yıllarda değişen fast food tarzı beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz yaşam tarzı nedeniyle, giderek daha fazla insan için sorun olmaya devam etmektedir.

Sadece kozmetik kaygılarla değil, ileride ortaya çıkması muhtemel, kalp problemleri, yüksek tansiyon, diyabet gibi kronik hastalıklara zemin hazırlaması nedeniyle üzerinde önemle durulması gereken bir durumdur.

Özellikle çocukluk çağında başlayan kilo fazlalığına, ebeveynler tarafından erken dönemde müdahale edilmemesi ilerleyen yaşlarda çözülmesi çok zor problemlere neden olabilir.

Bu konuda herkesin çok duyarlı olması gereklidir. Yetişkin çağlardaki kilo fazlalığının çözümü, çocukluk çağında görülene göre daha zordur. Çünkü çocukluk çağında alınan aşırı kaloriler yeni yağ hücrelerine dönüşürken, yetişkin çağda aşırı kalori alımı yalnızca yağ hücrelerinin genişlemesine neden olur.

Zayıflama ve Diyet

Diyet ve egzersiz sadece yağ hücrelerinin büyüklüğünü azalttığı ve tam olarak yok edemediği için, yetişkinlerin kilo vermesi çocuklara göre oldukça zordur. Yetişkin çağında fazla kiloları olan bir kişinin yağ hücre sayısı çocuklara göre beş kat daha fazla olabilir.

Kilo sorunu olanların genellikle ilk yaptıkları, kalori kısıtlamasına göre hazırlanmış diyetleri uygulamaktır. İnternete girildiğinde bu amaçla düzenlenmiş yüzlerce diyet bulunabilir. Bu diyetlere Yo-Yo diyet deniyor.

Ancak bu diyetlerin sizin için uygun olup olmaması, ciddi bir sorundur. Aç kalarak veya düşük kalorili diyeti uyguladığında başlangıçta kilo veriliyor, ancak bir süre sonra beyinde “vücut kıtlık içinde” algılaması oluşuyor ve beyin metabolizmayı yavaşlatıyor. İşte yemeklere saldırıp, sürekli yemek yeme duygusu da böyle gelişiyor.

Yapılan birçok çalışmada, kalori kısıtlamasına dayalı diyetlerin orta ve uzun vadede işe yaramadığı, aksine bırakıldıktan sonra verilen kiloların fazlasıyla geri alındığı gösterilmiştir. 

Sonuç olarak, hiçbir insan hayatı boyunca diyet yapamaz. Burada asıl önemli olan, kilo almamıza neden olan, beslenmemize dair yanlışların belirlenmesi ve düzeltilmesidir. Aksi takdirde ne kadar diyet yaparsak yapalım, eski alışkanlıklarımıza dönersek, verdiğimiz kiloları fazlasıyla geri alırız.

Akupunktur ve Zayıflama

Kliniğimizde, hastalarımızın başlangıçta kilo vermeleri, daha sonra da tekrar almamaları için nasıl beslenmeleri konusunda bilgi verilmektedir. 

Kilo tedavisinin ikinci ayağını oluşturan akupunktur, ülkemizde ve bütün dünyada obezitenin tedavisinde, gerek tek başına ve gerekse diğer yöntemlerle beraber en sık kullanılan alternatif yöntem olma özelliğini korumaktadır.

Burada cevaplanması gereken en önemli soru akupunkturun kilo vermeye ne şekilde katkı sağladığıdır. Bunun cevabını vermeden kısaca akupunkturun genel felsefesinden bahsetmekte fayda var. 

Geleneksel Çin tıbbı açısından vücudun sağlıklı olması için belirli bir denge içinde olması gerekmektedir. Bu denge herhangi bir şekilde bozulursa vücutta hastalıklar ortaya çıkar. Bu hastalıklar dengesizliğin ortaya çıktığı yere bağlı olarak farklı olabilir.

Kilo fazlalığı da vücudumuzdaki dengenin bir şekilde bozulmasına bağlı olabilir. Tedavide asıl amaç bozulan bu dengenin yeniden sağlanmasıdır. Geleneksel Çin tıbbına göre kilo fazlalığının ve birçok hastalığın sebebi,  vücudumuzda bulunan meridyenlerde dolaşan enerjinin durgunlaşması ve buna bağlı olarak ilgili olduğu organlardaki fonksiyonların da yavaşlamasıdır.

Bu nedenle, yapılacak akupunktur tedavisindeki amaç, meridyenlerde dolaşan enerjinin durgunlaşmasına neden olan patolojik faktörlerin uzaklaştırılması, yaşam enerjisi olan Çi ve kan akımının düzenlenmesi, sonuç olarak yin ile yang arasındaki dengenin yeniden sağlanmasıdır.

Kilo tedavisi için kliniğimize gelenlere uygulanacak akupunktur protokolunun  belirlenmesi için hastalarımızın geleneksel Çin tıbbı açısından detaylı hikayeleri alınır. Daha sonra teşhiste bize önemli bilgiler veren nabız ve dil muayeneleri yapılır.

Sonuçta, hazırlanan protokola göre akupunktur iğneleri vücudun belli noktalarına yerleştirilir ve yaklaşık 20-30 dakika süre ile yerinde bırakılır. Elde edilecek etkinin daha belirgin olması için iğneler 10 dakikada bir uygun şekilde hareket ettirilir. 

Gerekirse bu iğnelere elektroakupunktur cihazı bağlanarak daha güçlü bir etki sağlanabilir. Tedavi süresinin bitiminde iğneler çıkarılır. Bu işlem ağrılı değildir ve hastanın canını yakmaz.

Kilo tedavisinde kullanılan bir diğer yöntem, kulak akupunkturudur.

Geleneksel Çin Tıbbına göre, vücudumuzda birçok mikrosistem vardır. Bunların içinde, tedavide en sık kullanılan, kulakta bulunan mikrosistemdir.

Kulak akupunkturunun temel felsefesine göre, her insanın kulağında, vücuttaki bütün organ ve dokuların bir karşılığı olan bir bölge vardır. Yapılacak kulak muayenesi ile bu bölgelerdeki renk değişiklikleri incelenir. Ayrıca kulaktaki bastırmakla hassas bölgelerde bizim için önemlidir.

Bunların dışında, hassas noktaların belirlenmesinde kullanılan diğer bir yöntem kulaktaki elektriksel değişiklikleri tespit eden cihazlardır.   

Bunlar içinde en sık kullanılan agiskop ile kulak belli bir şekilde taranarak, elektriksel olarak diğer yerlerden farklı noktalar tespit edilir. Kliniğimizde de bütün hastalarımızın kulakları bu cihazla taranmaktadır.

Kulak akupunkturunda, tedavide kullanılacak noktalara, iğne, tohum  veya küçük madeni bilyeler yerleştirilir ve üzerleri ten rengi bir bant ile kapatılır.

Bu tedavide kullanılan materyel 6-7 gün kadar kulakta kalır. Böylece kulak noktaları aracılığı ile vücuda devamlı uyarı verilir. Bunlar daha sonraki seansta çıkarılıp yerine yenileri takılır.

obezite
Zayıflama

Akupunktur kilo vermede asla tek başına kullanılacak bir yöntem değildir. Tedavide kişinin beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi ve egzersiz programları da tedaviye eklenmelidir.

Tedaviye başlarken mutlaka kişinin fiziksel durumu yanında ruhsal durumunu da belirlemek gerekir. Kilolu kişilerin çoğunluğunda depresyonun primer sebebi olan mutluluk hormonu olan seratonin miktarı azdır.

Vücut kendini bu durumdan kurtarmak için devamlı bir şeyler yemek ister. Bu tip hastaların depresyonunu tedavi etmeden kilo vermeleri zordur. Depresyonlu hastalar daima uyumak isterler, hareket etmeyi, çalışmayı sevmezler. Bu nedenle kilo vermede zorlanırlar. Bazılarımız için duygularımız yeme alışkanlıklarımızı etkiler. Çoğu insan canı sıkkınken, üzgünken, stresliyken veya kızgınken kontrolsüz yeme davranışı gösterir. Kilo kontrolünü sağlamakta zorluk çeken bireyler duygusal ve psikolojik problemlerle karşılaştığında, aşırı yeme eğilimi gösterebilir. Aşırı yeme eğiliminde olan kişiler ne kadar yediklerini kontrol edemedikleri gibi büyük porsiyonlar seçme eğilimi gösterirler. 

Bu nedenle, tedavinin başında hastaların ruhsal durumlarını ortaya koymak için bazı testler yapılmalıdır. Kliniğimizde tüm hastalarımızın ruhsal durumları bu testlerle değerlendirilmektedir

Bu test sonucunda ruhsal açıdan sorunlu hastaların obezite tedavisine kişinin ruhsal açıdan daha iyi hissetmesini sağlayacak akupunktur tedavisi de eklenmelidir. Böylece tedavinin başarı şansı daha fazla olacaktır.

Kilo tedavisinin üçüncü ayağını spor ve egzersiz oluşturur. Kilo problemi olan kişilerin en çok zorlandığı konu, spora ve egzersize vakit ayıramamaktır. Ancak kilo vermenin olmazsa olmazı, bir şekilde hareketin arttırılarak, vücudun daha önce yağ dokusu olarak depoladığı kalorilerin yakılmasıdır. 

Aksi takdirde yapılacak bunca emek ve uğraşı boşa gidecektir. Bunu yaparken her gün “10 km koşun” gibi ulaşılması imkansız hedefler koymamak lazımdır. Her insanın günlük olarak yapabileceği basit egzersizlerle bu sorun çözülebilir. Birçok insan için yapılması en uygun egzersiz yürüyüştür. Bu, ister bir parkta ister yolda olsun günde yaklaşık olarak 5 km yürümek gereklidir.

Akupunktur tedavisinin sayısı, kişinin kilo vermedeki hedefine göre, her gün, gün aşırı, haftada iki gün veya haftada bir gün olarak planlanır. Çok aşırı yeme isteği varsa, ilk beş gün, her gün, ikinci hafta iki günde bir, üçüncü hafta  üç günde bir yapılabilir. Hedef kiloya ulaştıktan sonra haftada bir veya iki  haftada bir tedavi yapılabilir. 

Akupunktur tedavisi sırasında hastalarımız kendilerini çok iyi hisseder. Özellikle kulak akupunkturuna bağlı olarak açlık ve tatlı isteği belirgin şekilde azalırken, çok az miktarda bir şeyler yense bile çok kısa sürede tokluk hissi oluşur.

Yürürken vücut için mutluluk kaynağı olan seratonin hormonu ve mukavemet kaynağı olan endorfin salgılanır. Yürümekle veya günlük düzenli yapılan sporla kaslar enerji olarak yağ depolarını kullanır. Bunu sağlayan böbrek üstü bezinden salgılanan stres hormonu olan adrenalin de kan şekerini yükseltir ve depo yağları kullanır ve vücutta bir rahatlama gevşeme ve uyku hali olur.

Böylelikle doğal bir sekilde stres den uzak durulur. Fiziksel aktivitenin artırılması kilo kontrolü üzerindeki en iyi sonuç veren uygulamadır. Toplumumuzda her dört kişiden üçü yeterli fiziksel aktivite düzeyine sahip değil.

Amerikan Spor Hekimliği Birliği tüm erişkinlerin en az haftada 5 gün, toplamda 150 dakika orta şiddette egzersiz yapmasını öneriyor. En kolay ve ucuz fiziksel aktivite ise yürüyüştür. Hedef her gün 10.000 adım atmak olmalı. Unutmayın her gün fazladan atılan 2000 adım 100 kalori yakar.   

Sonuç olarak, kilo vermek hem günümüz bilimsel tıbbının, hem de binlerce yıldır uzak doğuda birçok hastalığın tedavisinde kullanılan akupunkturun birlikte yapılması ile mümkündür.

Öncelikle kilo vermeyi isteyen insanların bu işe inanması ve hekimine güvenmesi gereklidir. İnsan istedikten sonra başaramayacağı hiçbir şey yoktur.

Kilo vermek sadece kozmetik açıdan değil, sağlıklı bir yaşam sürebilmek için çok önemlidir.

Asıl önemli olan beslenme ve yaşam alışkanlıklarımızı değiştirmektir. Kilo verdikten sonra eski yanlışlara dönmek, verdiğimiz kiloların kısa sürede daha fazla alınmasına neden olur.

Sağlıklı Beslenme ve Bağırsak Florası hakkında yazdığım yazıya buradan ulaşabilirsiniz.

Resim kaynağı: https://www.healthline.com/nutrition/losing-weight-too-fast