Anksiyete
Kişileri stresli ve tehlike arz eden durumlara karşı uyaran ve tetikte olmasını sağlayan, herkeste var olan normal bir duygu durumudur. Ancak kişinin anksiyete (kaygı) seviyesi yaşam kalitesini bozacak kadar arttığında ve günlük olaylara karşı aşırı kaygılı bir hal aldığında kişide anksiyete (kaygı) bozukluğu olduğundan söz edilebilir.
Panik Atak
Kişilerin mevcut korku ve anksiyetelerinin zaman zaman çok aşırı şekilde artması olarak tanımlanabilir. Bu dönemde kişiler kalbinin sıkıştığını ve nefes alamadığını ifade eder. Hatta bazen, kendilerini çıldıracakmış veya ölecekmiş gibi hissederler. Yeterince tedavi edilmediğinde, panik atak panik bozukluklarına ve diğer problemlere neden olabilir. Bazen kişinin günlük aktivitelerine yapamayacak hale gelmesine neden olabilir.
Uykusuzluk
Bir araştırmaya göre, popülasyonun yaklaşık %40’ı hayatının bir döneminde uykusuzluk çekmektedir. Bazı insanların uykuya dalması 3-4 saat sürerken, diğerleri uykuya daldıktan sonra uyanmakta ve tekrar uyuyamamaktadır. Sakinleştiriciler ve oral hipnotikler bağımlılık yapmakta ve son olarak geliştirilen melatonin tedavisi de uzun süreli kullanımda olumlu bir sonuç vermemiştir. Melatonin kullanımı ile ilgili hayvan çalışmaları göstermiştir ki, bu ilaçlar pübertede gecikmeye ve üreme sisteminde inhibisyona neden olmaktadır.
Stres
Genel olarak ifade etmek gerekirse, stres organizmanın kendisini rahatsız eden durumlarda verdiği tepkiler olarak tanımlanabilir. Normalde, stres kişinin yaşamını sürdürebilmesi için, karşılaştığı değişikliklere vücudunun verdiği doğal bir süreçtir. Ancak yaşanan stresin ne kadarı normaldir, ne kadarı artık vücut için zararlıdır, asıl sorgulanması gereken konu budur.
Kronik Yorgunluk Sendromu
Kronik yorgunluk sendromu günümüzde milyonlarca insanın iş ve sosyal yaşamını etkileyen, başka herhangi bir tıbbi durumla açıklanamayan ve aşırı halsizlikle beraber birçok semptomun bir arada görüldüğü bir hastalıktır.
Depresyon
Depresyon, kişinin daha önce severek, isteyerek, hoşlanarak yaptığı işlerden ve alışkanlıklardan bir süre sonra zevk alamaması ve yapmak istememesi, ayrıca ruhen ve bedenen yaşadığı yorgunluk ve bitkinlik haline denir. Toplumda 7’den 70’e her yaş grubunu ilgilendirmekle birlikte, özellikle 20-50 yaş grubu kadınlarda daha sık görülmektedir.
Obsesif Kompulsif Bozukluk
Obsesif kompulsif bozukluk (OKB), bir anksiyete (endişe) bozukluğudur. Genel olarak toplumun yaklaşık %1-2’sini etkileyen, obsesyon adı verilen kişinin zihnine girmesine engel olamadığı, zihninden uzaklaştıramadığı takıntılı düşünce, fikir ve dürtüler ile kompulsiyon adı verilen yineleyici davranışlar ve zihinsel eylemlerden oluşan bir ruhsal hastalıktır.