Kompresyon Kırıklarına Bağlı Ağrılar

Kompresyon kırıkları na bağlı ağrılar hastadan hastaya değişir. Ağrının şiddeti Kompresyon kırıklarının oluş sebebine ve yerine bağlıdır. Ağrı arka tarafta hissedilebileceği gibi, yanlarda veya ön tarafta da olabilir. Kompresyon kırıkları, en sık omurganın orta (torasik) ve alt (lomber) kısmında olur. Ağrı yanında güçsüzlük, karıncalanma, hissizlik, idrar kaçırma problemleri gibi şikayetlere neden olabilir. Bunun nedeni kırık kemiklerin omurilikten çıkan sinirlere baskı yapmasıdır.

Travma sonucu gelişen kırıklara bağlı ağrılar genellikle keskin bıçaklanır tarzı ağrılara neden olur. Kompresyon kırğına bağlı ağrılar kırık iyileştikçe azalır. Ancak bazen ağrılar kırık iyileştikten sonra bile devam eder. Osteoporoza bağlı kırık ağrıları başlangıçta ortaya çıkmayabilir. Ancak zamanla kişinin boyunun kısalmaı ve duruşla ilgili sorunlar çıkmaya başlayınca ağrılar artar. Aşağıda sıralanan semptomlardan bir veya birkaçının olması kırığın olduğunu gösterir ve mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini işaret eder.

  • Travma ile ilişkili olan veya olmayan ani, şiddetli bel ağrısı,
  • Ayakta dururken, yürürken veya hareket ederken kötüleşen ağrı,
  • Ağrının dinlenmeyle veya yatma ile azalması,
  • Öne eğilme veya kendi etrafında dönme hareketi ile ağrıların artması,
  • Yükseklik kaybı (Çok seviyeli kompresyon kırığı ile daha belirgindir),
  • Omurga deformitesi. Genellikle kamburlaşma ve eğilme (kifoz) şeklinde görülür,
  • Omurgadaki kısalmaya bağlı olarak, karın ağrısı, iştahsızlık, kabızlık, kilo kaybı gibi sindirim sorunları,
  • Şiddetli spinal kompresyon nedeniyle solunum zorluğu olabilir.
Kompresyon Kırıklarına Bağlı Ağrılar​
Kompresyon Kırıklarına Bağlı Ağrılar​

Kompresyon Kırıklarının Sebepleri

Sert düşme, artrit veya osteoporoza balı olarak vertebraların (omurların) bir veya birkaçının çökmesi sonucu oluşur. Daha nadir olarak tümörlerin omurgaya metastazına bağlı olabilir.

Kompresyon kırıklarının nerdeyse üçte ikisi asla teşhis edilemez, çünkü bitçok hasta sırt ağrısının sadece yaşlanma ve artrite bağlı olduğunu düşünür. Osteoporozu olan yaşlı kadınların kemik yoğunluğu daha azdır ve kompresyon kırığı ihtimali fazladır. Özellikle kilolu olanlarda bu ihtimal daha fazladır. Bir araştırmaya göre tüm kadınların yaklaşık %40’ı 80 yaşına geldiğinde en az bir spinal kompresyon kırığına sahip olduğu düşünülmektedir. Ani, şiddetli bel ağrısı olan hastaların özellikle 50 yaşın üzerindeki kadınların mümkün olan en erken dönemde tıbbi tedaviye alınmaları çok önemlidir.

Cerrahi endikasyonu olmayan hastalardaki ağrıların tedavisinde sinir blokları ile sonuç alınabilir. Ancak bu işlem yapılmadan önce mutlaka hastalrın nörolojik defisit açısından değerlendirilmesi( BT, MRG, myelogram) gereklidir.